15 Mart 2015 Pazar

hoşgeldin...


Gün bir kez daha vedalaşıyordu bu şehirle ve ufuktaki kızıl gölgelerin ardında yükseliyordu ay...
Rüzgar biraz hoyrattı, biraz kırılgan ve hatıra yüklü bulutlar geçiyordu yüreğimin yamacından...
Limon kokulu bir meltem esiyorken yasak düşlerimde, incinerek savruldu badem çiçekleri...
İşte o an gördüm, oradaydın, gelmiştin...
Kırk yılın ertesinde... ki;

Sen yalnız bir isim, yalnız  bir  hayal olmak üzereyken...
Zaman  her şeyi, herkesi ve beni  öğütmeye çalışırken...
Gamzelerin, anılarımın mezarlığına gömülmekteyken...
Ne iyi ettin de geldin!
Seni görünce salınıverdi bahar yaprakları, bir o yana bir bu yana... 
Çiçekler yağdı kurumuş toprağa yağmursuz gökyüzünden...
Şarkımızı mırıldandı gece kumruları ve aşkla köpürüp coştu Akdeniz...
Hoşgeldin!
Al üzerimden şu aşka yabanıllığı ve tut beni, unutmak üzereyim...
Eski sızıları yok sayma vaktindeyim, haydi gel otur gönlümün kenarına ve dinle  sensizliği...
Ay buluta saklanır belki, öpersin dudağımın kenarından...
...
Unutmak üzereyim, tut beni!... 


                                                                                          *****

Hiç yorum yok: