25 Ocak 2016 Pazartesi

UZAKLIKLAR...fatma iyibilgin: Kış hüznünden mi?

UZAKLIKLAR...fatma iyibilgin: Kış hüznünden mi?: (Böyle zamanlarda herkes üşür müydü?) Özel notlar aldığı düzensiz kâğıtların arasından, varlığını unuttuğu iki fotoğraf düştü... ...

Kış hüznünden mi?




(Böyle zamanlarda herkes üşür müydü?)
Özel notlar aldığı düzensiz kâğıtların arasından, varlığını unuttuğu iki fotoğraf düştü...
Arkasına baktı, tarih atmamıştı, ama hatırlıyordu; yıllar önce Nisan ayı, günlerden perşembe, şarkıların sarhoş ettiği büyülü bir bahar akşamıydı...
Şubat ayı, yine günlerden perşembe, yağmur ve fırtınanın şehri teslim aldığı ıslak bir kış gecesiydi.

Oda mı soğumuştu, yoksa dışarıda kar mı vardı?
(Ama yaşadığı kente hiç kar yağmazdı ki!)
Unutmaya çalıştığı, belki de unuttum sandığı şeyler, istemsizce zihnine yerleşiverdi.
Soğuk geceye anıların sıcaklığı düştü ama o, üşüdü!..
(Hatırlamak, diğer insanları da üşütür müydü?)
...
Ayaz gece, puslu aydınlığa dönüştü.Güneşi gecikmiş sisli sabahın ufkuna  gri-mavi bir tül yerleşti.
Lodos, dalgaları kovaladı, kıyıyı
köpüklendirdi, ardından kum tepeciklerini alabora etti.
Fırtınadan mı, yoksa anıların çığlığından mı böyle gürültülüydü deniz?
Neden bu kadar sessizdi gökyüzü,  neden bu kadar ıssızdı ağaçlar?
Ayağının altında ezilen kış otlarının çıtırtısını dinledi.
İyot kokusuyla beraber hüzün de soluduğunu hissetti...
Tıpkı unuttuğu fotoğraflar gibi unutmuştu  kışın hüzne davetkarlığını!..
Başında dolanıp duran melankoliyi, elinin tersiyle dağıtmaya çalıştı, olmadı.
En ince detayına kadar hatırladığı yüzlerce şey geçti zihninden, yüzlerce cümle, yüzlerce sözcük, yüzlerce kere aynı yüz.
Biraz daha üşüdü; yüreğine kar yağıyordu…
Oysa yaşadığı kente hiç kar yağmazdı!..
(Yüreğine  yağan bu soğuk anıcıklar, kar olabilir miydi?)
...
Sahi, kış mıydı yoksa mutluluk için acı çekmenin hüznü müydü böyle üşüten?
(Bilemedi!..)

                                                                             

 ***