29 Mayıs 2013 Çarşamba

UZAKLIKLAR...fatma iyibilgin: gidenin ardından...

UZAKLIKLAR...fatma iyibilgin: gidenin ardından...: Toroslar’dan aşağı kıvrıla kıvrıla inen şehirlerarası yol, baharın teslim aldığı yemyeşil ovada sonsuzluğa uzanıyormuş gibi geldi bir an…...

gidenin ardından...

Toroslar’dan aşağı kıvrıla kıvrıla inen şehirlerarası yol, baharın teslim aldığı yemyeşil ovada sonsuzluğa uzanıyormuş gibi geldi bir an…
İnsan bu duyguyu,sevdiğine kavuşmak için düştüğü o bir türlü bitmek bilmeyen yollarda taşır hani; zamanın geçmediği, kilometrelerin tükenmediği...
Yollardayım...
Yollardayım ama bir anlayabilsem o yolun sonunda kime ulaşabileceğimi!
Aslında, bekleyenimi kaybettiğim o kentte beni özleyen hiç kimse kalmamışken artık, benim bu yollarda ne işim var ki?
Üstelik onun açmayacağı o kapıyı neden çalayım artık, niçin çalayım ki?
Gözlerim ağrılı, gözlerim yapış yapış...
Ya içimdeki öksüzlük, bilmem çoğalır mı yoksa eksilir mi?
...
Hani muhabbetle geçirilecek buluşmalar plânlamıştık seninle, neden aldattın beni?
Yaşadığını varsaymaya çalışıyorum ama olmuyor bir türlü işte.
Bu ani, bu kararlı, bu habersiz terkediş sana hiç yakışmadı ki!
...
Günler geçecek, küllenecek  acın; acın hafifleyecek zamanla, tıpkı her acı gibi.
Şimdi üzgünüm, bitkinim, yüreğim talan, yüreğim yangın yeri...
Söylemek için erken belki de geç, bilemem ki; 
                "Çok özledim ben seni!"


***

yaşlılıktan mı, evlilikten mi, huysuzluktan mı?

Acil polikliniğinde bize işaret edilen bölüme girdiğimizde karşılaştık onlarla…
Çiçekli şalvarı, desenli bluzu, çenesinin altından geçirerek başının üzerinde bağladığı oyalı yazmasıyla yatakta yatan yaşlı, sıska, tek dişli teyze, yattığı yerden doğrularak, kalın gözlük camlarının arkasındaki küçücük gözleriyle bize baktı ve ayakta dikilmekte olan adama merakla sordu:
- Nesi vamış bunların beee, bi bak  adam!
Adam:
- N’apcen yav, dertleri olmasa burda ne işleri vaa!
Tek gözü bize, kan çanağına dönmüş diğer gözü karısından yana bakıyormuş gibi görünen yaşlı adam, önce bir süre izledi, sonra dayanamadı sordu:
- Geçmiş ossun hemşerim, nen va?
- Menüsküs ameliyatı olacaktım, şekerim yüksek çıkınca yapmadılar, akşamüzeri dizim kilitlendi kaldı. Ağrıya dayanamadım, mecburen geldik…
-Yaaa…Şekerin mi vaa? Bende de va şeker, seninki kaç çıkıyo?
- 180-200 işte…
-O da bi şey mi,  benim şeker  300 den aşşa inmeyo...
-Perhiz yapmak lazım perhiz, yediğine içtiğine dikkat etmeli insan, ama kaçırıyoruz işte...
-Yoo… Ben çok dikkat ediyom  emmeee,  (yatan kadını göstererek) şu karı canıma okuyo. Sinirden yükseliyo benim şekerim, sinirden…
Kadın yattığı yerde, bacağını diğerinin üzerine hoppadak atarak, hırsla konuşmaya başladı.
-Töbe töbeee! Yalan yalaaan, çok yiyo bu, çok yiyo…Yiyo yiyo suçu bene atıyo…Yemeyive leen! Zıggım ye!
-Kes yav, şinci  çarpcan elimin tersiylen!
Aynı esnada doktor içeri girdi ve doğruca kadının yanına geçti. Adam biraz önceki öfkesini yenmeye çalışarak ve söylenerek geri çekildi…
Doktor:
-Neyin var teyze?
Kadın kasığını göstererek:
-Çok ağrım va oğluuum!
Midesini, ardından kasığını tutararak:
-Aha şuramdan giriyo,şurama geçiyo, orayı bi buruyo, sora sırtımın ortasına goca bi bıçak gibi saplanıyo… İğne yapvercen mi bene?
Kocası, ona duyurmadan mırıldandı:
-Yap yap, iğne yap!  Hem de diline yap ki, az biraz kesilsin sesi  gâvırın...
Doktor:
-Dur hele teyze önce bir neyin olduğunu anlayalım.
Doktor, kadının söylediği bölgeleri muayene ederek sordu:
-Ne zaman başladı bu ağrı?
-Çohtaaan… Ben desem iki yıl, sen de üç yıl…
Adam dayanamadı:
-Atma yav atma! Bunadı bu dohtor, bunadı, ne dediğini bilmeyo… Fıtık ameliyatı olduydu bu 6 ay önce, o zamandan beri zıngırdayıp duru işte ...
Kadın:
-Ne diyon len? Yalan mı deyom? Gaç senedir çekiyom ben bu ağrıyı, biliyon mu?
Muayene eden doktor ortalığı düzeltmeye çalıştı:
-Tamam, teyze sakin ol! Sen de amca. Hatta sen iyisi mi dışarı çık da, biraz sakinleş...
Adam dişlerinin arasından okkalı küfürler savurarak dışarı yönelirken, kadın dirseklerinin üzerinde doğrulup bağırdı:
-Vah vaaaaah!  Asıl sen zıngırdıyon seeen… Nankör heriiiiif, sen çürüttün beni seeen!
Adam hırsla geri döndü, ama görevliler onu engelledi,  muayenedeki doktor da kadını susturmaya çalıştı.
Yine de kadın, doktorun kolunun altından kocasını görmeye çalışarak bağırmaya devam etti:
-Geberem işallaaah,  geberem de gına yak g.tüne!
Doktor:
-Ayıp teyze ayıp, sus artık, bak servisten çıkarırım seni ha!
Kadın bu defa bir mağdur ifadesiyle ve sesini alçaltarak söylendi:
- Yo yoo ben niye geberem ki? Rabbim benim derdimi sene vesin de, sen geber  iŞŞallaaah, sen geber iŞŞallaaaaah!
***