27 Aralık 2015 Pazar

sadece sevmişti...


Karşısındaki dağınık yabancıya baktı bir süre, öyle yitik, öyle çaresiz görünüyordu ki...
Ağlamaktan kan oturmuştu gözlerine, öyle durgun, öyle mahzundu ki…
           İnanamadı, aynadaki kendisini  tanıyamadı..!
Şu ağlak, şu zayıf, şu tükenmiş kadıno güçlü, o mağrur, o gururlu kadın mıydı?
Kızarmış gözaltı torbalarına dokundu şefkatle…

Eskiden de bu kadar gözyaşı taşar mıydı içinden?
        Eskiden de böyle ansızın ve çığ gibi büyür müydü acı? 
Hatırlayamadı!
!
Bir okyanus gibi hissederdi kendini bir zamanlar; şimdi kıyısız bir deniz gibiydi…

Dalgaları kovalayan deli bir rüzgârken o, şimdi savruk bir yelkenli gibiydi…

Dört mevsim açan yediveren gülüyken o, şimdi köksüz bir nilüfer gibiydii...
!
Kimseye sezdirmeden dindirmeliydi bu fırtınayı ve şu iflah olmaz gönlünü vurup yerlere tuz buz etmeliydi…
Ama kıyamazdı; o hâlâ oradayken, bunu yapamazdı, onla bu kadar dolu gönlünü, yerden yere çarpamazdı!
Peki,  bunca cam kırığını nasıl onaracak, bunca yükü nasıl kaldıracaktı yürek?
Sessiz çığlıkları umutsuzlukla gecenin soğuk duvarına çarptı…
!
Anlamaya çalıştı;
Tüm bu acılar ne uğruna ve niçin yaşanmıştı, niçin yaşanıyordu?
!
Oysa sadece sevMİŞti ...Biraz da sevİLMek istemişti…
Hepsi buydu..!

********