Bazen
gökyüzünün duru mavisiyle,bazen gecenin kalın örtüsüyle gelir
özlemin;
gelir ve kederli bir bulut gibi ağır ağır yerleşir göğsümün tam ortasına…
İşte o an,
durmaksızın yeşeren bir hayal olursun içimin toprağında,
özümü besleyen su damlası olursun…
Ardından, sebepsiz ayrılığımız gelir aklıma, suçlanırım, neden
bilmem...
Sisler çöker hüzünlü coğrafyama; sanki yalın ayak kalmışımdır alaca karanlıklarda…
Sonra; “gitme” diyen sesin çığlıklanır kulağımda “GİTME!”
Ve mahzun bakışın takılır zihnime, acıtarak…
İşte ben, tam o zaman yeniden özlerim seni tarifsiz,
daha çok özlerim ... daha çok… yeniden…