13 Kasım 2015 Cuma

Eskimeyen Hikaye'M...




Sonbaharın son yaprakları savruluyor sokaklarda...

Gecenin mavi ıssızlığına
gölgeler düşerken çoğalmak zamanlarında,
her defasında “SENsin” diye uzanıyorum
göğün çıplak karanlığında kayan parlak yıldızlara…

Herkes biliyor eskimeyen hikâyeMi,
biliyor da, bir sorsalar, bir daha sorsalar,
dur-durak bilmeden anlatıvereceğim ezberimdekileri;
yıllar yalnız saçına değil, diline de vuruyormuş insanın meğer…

Yok yok böyle olmayacak, anlatmaktan vazgeçip yeniden yazmalıyım HikâyeM'i,
kendimi, seni…
Yapabilir miyim?
Kaderi sil baştan yaz/dır/abilir miyim?

Peki “Seni artık unuttum!” desem; inandırabilir miyim seni, kandırabilir miyim kendimi?

Günler-haftalar-aylar geçmiş ömrümden, mevsimleri, kocaman yılları bitirmişim;
ama gel gör ki bir seni bitirememişim içimde…

Dilimde eskimeyen hikâyem, dilimde eskimeyen şarkım ve sen gözlerimde bir renk, kulaklarımda bir ses, içimde bir nefes olarak kaldıkça, bitiremem de…



********