Ne zamanki,
güneşin doğduğu yerdeyim,
ne zamanki,
buğulu bir akşamın mavisinde…
Ne zamanki,
bakır rengi bir ayın kalbindeyim
yada
manolyalı bir hayal bahçesinde,
sokağa taşan bahar dalı olurum;
dağınık mı dağınık, asi mi asi…
İşte o an; takılıp giderim haşarı bir kırlangıcın ardına, çığlık çığlığa...
Biri durdursun artık; başım dönüyor iğde çiçeklerinin kokusundan
ve
şu Çingene boyamasın artık bulutları pembesine!
-Birikmiş anıların gebeliğindeyim-
Zamana yenilmiş aşkların hüznünde -rağmen- özlemin tükenmezliğinde…
Dilime takılan bir aşk ezgisindeyim, kabuklanmış bir yürek yarasının iyiceliğinde…
Yığılmış düşleri harcama arefesindeyim...
Hatırlamaktan yorgun
ve
besbelli
unuttum sandığım lacivert bir gecedeyim…
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder